Canlıların Temel Bileşenleri
- Su
- Mineral
- Asit
- Baz
- Tuz
- Karbonhidrat (Şeker)
- Lipit (Yağ)
- Protein
- Vitamin
- Nükleik Asit (DNA & RNA)
- ATP
Besinler
Yukarıdaki tabloyu incelediğinizde, besin maddelerinin inorganik ve organik besinler olmak üzere ikiye ayrıldığı görülmektedir. Başka kaynaklarda “inorganik bileşikler” ve “organik bileşikler” şeklinde görürseniz kafanız karışmasın, ikisi aynı şey.
Pekala, ne olmuş da besinler iki farklı gruba ayrılmış? Kesin bir kriter olmamakla birlikte kısaca, bir bir besinin yapısında C, H ve O elementleri varsa bu organik bir besindir. Uzun cevap verecek olursak: Organik bileşikler genellikle canlı yapısında bulunan, karbon temelli ve çoğu zaman C, H, O elementlerini birlikte içeren bileşiklerdir. Protein, karbonhidrat, lipit, vitamin, nükleik asit ve ATP gibi moleküller bu gruba girer. İnorganik bileşikler ise genellikle doğada hazır hâlde bulunan, canlıdan bağımsız oluşabilen; su, mineral, asit-baz-tuz gibi bileşiklerdir.
Organik bileşikler daha büyük ve karmaşık yapılıdır; inorganikler ise daha küçük yapılıdır ve hücre zarından geçebilirler. Dolayısıyla organik besinler hücre zarından geçebilmelerine göre ikiye ayrılır:
- Basit organik besinler: Hücre zarından geçebilen küçük moleküllerdir ve bu yapılar monomer olarak adlandırılırlar. Dolayısıyla sindirime de uğramazlar. Monomer yapılarak örnek olarak glikoz, yağ asidi, gliserol, aminoasit verilebilir.
- Kompleks organik besinler: Hücre zarından geçemeyen moleküllerdir Dolayısıyla sindirime uğrarlar.
- Proteinler: Enzimleri oluşturur.
- Vitaminler: Koenzim olarak enzimin yapısına katılır.
- Minareller: Kofaktör olarak enzimin yapısına katılır.
- Su: Terlemeyi sağlar
- Hormonlar: Protein ya da lipit yapılıdır.