Psikoloji

Aşırı Güven Yanlılığı: Kişinin Kendine Olan Yüksek Güveni

Aşırı güven yanlılığı, hayatımızda sessizce sızan bir tehlike olabilir. Kendimize olan güvenimiz, zaman zaman gerçekleri göz ardı edebilecek bir noktaya kadar ilerleyebilir. Bu yazıda, aşırı güven yanlılığına odaklanarak, bu tuzaktan nasıl kaçınabileceğimizi ve daha dengeli bir güven anlayışı geliştirebileceğimizi irdeleyeceğiz.

Aşırı Güven Yanlılığı Nedir?

Aşırı güven yanlılığı (İngilizce: Overconfidence bias), insanların genellikle kendi yeteneklerini, bilgi seviyelerini veya kontrol yeteneklerini abartması ya da abartma eğiliminde olması durumudur.

Bu yanlılık, bireylerin gelecekteki olayları tahmin ederken veya belirsiz durumları değerlendirirken genellikle karşılaştıkları bir durumdur. Örneğin, bir kişi belirli bir testte ne kadar iyi performans göstereceğini tahmin ederken, genellikle kendi performanslarını aşırı derecede yüksek bir şekilde tahmin ederler.

Yanlılığın çeşitli biçimleri bulunmaktadır. Örneğin, “yetenek aşırı güveni”, bir kişinin kendi yeteneklerini abartılı bir şekilde değerlendirmesini içerirken, “bilgi aşırı güveni” ise bir kişinin kendi bilgi seviyesini abartılı bir şekilde değerlendirmesini içerir. “Kontrol aşırı güveni” ise bir kişinin belirsiz durumları veya olayları kontrol etme yeteneğini abartılı bir şekilde değerlendirmesini içerir.

Aşırı güven etkisi üzerine yapılan ilk araştırmalar, 1957 yılına kadar uzanmaktadır, ancak bu alan, 1970’lerin sonunda ABD’li psikologlar Sarah C. Lichtenstein ve Baruch Fischhoff tarafından geniş çaplı araştırmalarla canlandırılmıştır.

Ancak en bilindik çalışmalar 1982 yılında, Marc Alpert ve Howard Raiffa tarafından yapılmıştır. Bu ikili genel bilgi sorularına yönelik bir çalışma yapmışlardır.

İkilinin yaptığı deneylerden birinde, Harvard’daki öğrencilerden oluşan bir gruptan, ABD’de günlük olarak üretilen yumurta sayısını tahmin etmeleri istendi. Bunun yanı sıra, öğrencilere tahminlerini %98 doğru cevabı içeren bir aralıkta ifade etme fırsatı verilmiştir.

Öğrencilere istedikleri kadar geniş bir aralıkta tahmin yapma izni verilmesine rağmen, cevaplarının %40’ında yanıldıkları görülmüştür. Daha geniş aralıklarda tahmin yaparak işi garantiye alabilirlerdi, ancak aşırı özgüvenleri bunu yapmalarına engel olmuştur.

Peki, size bu soruya ne cevap verirdiniz? Tahmininizi hangi aralıklar arasında yapardınız? Ben bu soruyu, 1 ile 1 trilyon arasında olacak şekilde cevapladım. Cevabı vereyim: ABD’de günlük yumurta üretimi 253 milyon civarındadır.

Aşırı güven yanlılığı, insanların kendi yargılarına ve bilgilerine olan subjektif güvenlerinin, nesnel gerçekliğiyle karşılaştırıldığında oldukça abartılı bir durumda olduğunda gözlemlenir. Bu etkiyi araştırmak için, bir dizi yanıtın doğruluğuna ilişkin subjektif güven değerlendirmesi, bu yanıtların nesnel doğruluğuyla karşılaştırılır.

Tipik bir deneyde katılımcılardan aşağıdakilerine benzer bir dizi şeklinde ve iki seçenekten oluşan soruları çözmeleri istenmiştir:

  • Aşağıdaki şehirlerden hangisinin daha fazla nüfusu vardır?
    • A. İstanbul
    • B. Londra
  • Aşağıdaki takımlardan hangisinin daha fazla şampiyonlar ligi kupası var?
    • A. Real Madrid
    • B. Bayern Münih

Katılımcılardan her soruyu yanıtladıktan sonra kendi yanıtlarının doğruluğuna ne kadar emin olduklarını 0 ile %100 arasında bir ölçekte değerlendirmeleri istenmiştir.

Yanılgı tam olarak bu noktada kendini göstermiştir; katılımcıların kendi cevaplarının doğruluğuna olan güven yüzdesi gerçekte olduğundan çok daha büyük çıkmıştır. Katılımcının kendi cevaplarında %95 güven duyduğu durumlarda bile yanıtlarının gerçekte yalnızca %75’i doğru çıkmıştır.

Aşırı Güven Yanlılığı Nedenleri

Aşırı güven yanlılığının birçok olası nedeni vardır. Bazıları aşağıdaki gibidir:

Bilişsel yanılsamalar: İnsanların genellikle kendi yeteneklerini, bilgi seviyelerini veya kontrol yeteneklerini aşırı değerlendirdiği gözlemlenmiştir. Bu, öz-yeterlilik yanılsaması, iyimserlik yanılsaması ve kontrol yanılsaması gibi bilişsel yanılsamalarla ilgili olabilir.

Bilgi eksikliği: Aşırı güven yanlılığı genellikle bilgi eksikliğinden kaynaklanır. Bir konuda ne kadar az bilgiye sahipsek, genellikle o konuda ne kadar çok bilgiye sahip olduğumuzu düşünürüz. Ki bu aynı zamanda Dunning-Kruger etkisi olarak bilinir.

Deneyim eksikliği: Deneyim eksikliği de aşırı güven yanlılığına yol açabilir. Bir aktiviteye veya göreve yeni başlayan kişiler genellikle kendi yeteneklerini abartabilirler.

Geribildirim eksikliği: Gerçek yeteneklerimiz hakkında geri bildirim almak, aşırı güven yanılsamasını azaltmaya yardımcı olabilir. Ancak, çoğu zaman bu tür geri bildirimler eksiktir veya yanıltıcıdır, bu da aşırı güven yanılsamasını besleyebilir.

Sosyal ve kültürel faktörler: Bazı sosyal ve kültürel faktörler de aşırı güven yanılsamasını etkileyebilir. Örneğin, bazı kültürlerde, kendine güvenin ve başarıya olan inancın teşvik edilmesi, aşırı güven yanılsamasını artırabilir.

Bu faktörler, aşırı güven yanılsamasını anlamamıza ve bu tür bir yanılsamanın nasıl önlenebileceğine dair stratejiler geliştirmemize yardımcı olabilir.

Özgüvenli Öngörüler

Peki uzmanlar, bu aşırı özgüvenden ne kadar etkileniyor? Cevap, tabii ki bu yanılgının etkisini göstermektedir: uzmanlar, uzman olmayanlara kıyasla aşırı güven yanılgısından daha fazla etkilenmektedir. Bu durum, futbol yorumculuğu gibi alanlarda özellikle göze çarpmaktadır. Futbolun içinde yıllarını geçirmiş birçok insan, sokaktaki sıradan bir izleyiciyle aynı düzeyde olabilmektedir.

Öngörüldüğünden daha hızlı ve düşük maliyetle tamamlanan büyük bir proje neredeyse hiç görülmemiştir. Genellikle aksilikler ortaya çıkar veya beklenmedik sorunlar ortaya çıkar. Bu konuda, concorde uçakları oldukça meşhur bir örnektir.

Almanya’daki yıllar geçmesine rağmen tamamlanamayan havalimanı projesi ve Sidney’deki ünlü opera binası, popüler örnekler arasında yer almaktadır. Bu liste istenildiği kadar uzatılabilir, ancak yazıyı uzatmamak adına sadece bu iki örnekle yetineceğim.

Burada, hem klasik aşırı güven etkisi hem de projeden doğrudan çıkarı olan kişilerin maliyetleri eksik değerlendirmesi gibi iki etki birlikte devreye giriyor. Danışmanlar, inşaat şirketleri ve tedarikçiler işlerin devamını umarken, inşaat sahipleri iyimser rakamlardan güç alır ve siyasetçiler seçmenlerin oylarını toplamak için çaba gösterir. Bu durum, bir nevi teşvik hassasiyetiyle birlikte gerçekleşir.

Kısacası, aşırı güven etkisi ile teşvik hassasiyeti arasındaki fark şudur: Aşırı güven, teşvik edici bir etki değildir; doğal olarak saf ve doğuştan gelen bir şekilde ortaya çıkar. Son olarak şu üç ayrıntıya değinmek istiyorum:

  • ❗ Bu etkinin tersi bir durumu, yani yetersiz güven etkisi diye bir şey yoktur.
  • ❗ Aşırı güven etkisi, yapılan araştırmalara göre erkeklerde, kadınlara nispeten daha gelişmiştir.
  • ❗ Aşırı güven etkisinden sadece iyimserler muzdarip değildir. Kötümserler de daha az bir seviyede dahi olsa kendilerini gözlerinde büyütür.

Aşırı güven yanlılığının farkında olmak ve bu tür bir yanılsamanın bilgi ve yeteneklerimizi aşırı derecede abartmamıza neden olabileceğini anlamak, daha doğru ve dikkatli kararlar alabilmemiz için önemlidir. Kendi yeteneklerimizi ve bilgilerimizi değerlendirirken daima objektif ve gerçekçi olmaya çalışmalıyız.

  • Kaynak:
    • ➡️ Gilovich, Thomas; Griffin, Dale; Kahneman, Daniel: Heuristics and biases: The psychology of intuitive judgment, Cambridge University Press, 2002.
    • ➡️ Baumeister, Roy F.: Is there Anything Good About Men? How Cultures Flourish by Exploiting Men, Oxford University Press, 2001, S. 211
    • ➡️ Pallier, Gerry vd.: »The role of individual differences in the accuracy of confidence judgments«, The Journal of General Psychology 129 (3), 2002, S. 257.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu