PsikolojiSafsatalar

“Hazırda Bulunma Ön Yargısı”: Hatıralarımızın Gölgesi

Size, “hazırda bulunma ön yargısı” hakkında bir şeyler duydunuz mu diye sorsam, muhtemeldir ki soruyu garipserdiniz. Yaklaşımımızı değiştirelim o zaman; en son okuduğunuz haberlerin, duyduğunuz hikayelerin veya izlediğiniz filmlerin, belirli bir konudaki görüşünüzü nasıl etkilediğini hiç düşündünüz mü? Örneğin, bir arkadaşınızın yaşadığı uçak anısından sonra, siz de uçakla seyahat etme konusunda daha tedirgin olmaya başladınız mı? Ya da dizi izlerken gördüğünüz nadir bir hastalığın hikayesi, sizin de bu hastalığa ne kadar yaygın olduğuna dair algınızı değiştirdi mi?

“Hazırda Bulunma Ön Yargısı” Nedir?

Oh, my heart is beating wildly
Ah, kalbim deli gibi çarpıyor.
And it’s all because you’re here.
Ve sırf sen buradasın diye…
When I’m not near the girl I love,
Sevdiğim kızın yanında değilsem eğer!
I love the girl I’m near.
Hangi kız varsa yanımda, onu severim.”

Frank Sinatra

Hazırda bulunma ön yargısı (İngilizce: Availability bias), insanların bir olayın olasılığını veya sıklığını belirlerken, kolaylıkla hatırlayabildikleri bilgilere dayanarak karar verdikleri bilişsel bir ön yargıdır.

Yani, bir olayı sırf daha kolay hatırladığımız için bu olayın daha yaygın veya olası olduğunu düşünme eğiliminde olduğumuzu söyler.

Peki, bir olayın iyi hatırlanması, onun doğru olduğunu gösterir mi? Bilakis, bu durum kararlarımızın hatalı olma olasılığını da bir hayli artırır.

Hazırda bulunma ön yargısı nedeniyle, uçak kazası veya cinayete kurban gitme gibi istisnai durumların olasılığını abartılı bir şekilde büyütürüz. Oysa diyabet veya mide kanseri gibi daha az sansasyonel, ancak daha olası ve sıkça gerçekleşen ölüm şekillerinin riskini hafife alırız.

Bu ön yargımız genellikle, istatistiksel verilerin ve genel veri tabanının göz ardı edilmesine yol açar. Örneğin, bir uçak kazası haberi gördüysek, uçakla ulaşımın güvensiz olduğunu düşünme eğilimi gösteririz. Zira, bir kere olsa bile sırf kolayca hatırladığımız için hep olacakmış gibi düşünürüz. Hele de tekrarlanma sıklığı arttıkça onu kabullenmeye başlarız. Giderek olağan bir hale gelir ve hayatımızın bir parçası olur.

Öyle ki, UFO, yaşam enerjisi ve karma gibi kelimelerin yeterince sık tekrarlanması, insanların hatırlamasını ve dolayısıyla inanmaya başlamasını sağlar. Haliyle kişilerin bu tür şeylere olan inancı da güçlendirir.

Örneğin, bir kişiyi dinlerken sadece onun top sakal sahibi olması sebebiyle söylediklerini top sakalla özdeşleştirerek, hazırda bulunan düşünceleri oluştururuz. Başka bir top sakallıyı dinlerken, bu hazırda bulunan düşünceler nedeniyle konuşulan konuyla ilişkilendiririz. Hatta, konuşulan konular arasında bir bağlantı olmasa bile bunu yaparız!

  • Kaynak:
    • Dawes, Robyn M.: Everyday Irrationality: How Pseudo-Scien tists, Lunatics, and the Rest of Us Systematically Fail to Think Rationally, Westview Press, 2001, S. 102
    • Munger, Charles T.: Poor Charlie’s Alma nack, Third Edition, Donning, 2008 S. 486

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu