Genel Kültür

Prag’da Pencereden Atma (Defenestrasyon)

Prag’da Pencereden Atma, orjinal ifadesiyle; “Defenestration of Prague” (Prag’ın Defenestrasyonu), en basit tabiriyle bir kişiyi veya bir şeyi bir pencereden dışarı atmak anlamına gelir.

Defenestrasyonun ilhamını İncil’den aldığını düşünüyorum. İncil’de, kendi halkı tarafından pencereden atılarak öldürülen Jezebel’in hikayesi, Prag’da gerçekleşmiş infazların esin kaynağı olabilir. Bunun yanında defenestrasyon sembolik bir infaz biçimi: Güçlü ve mevki sahibi bir insanın yukarıdan aşağıya atılarak düşürülmesi, itibarını yitirmesi, gözden düşmesi anlamını içinde barındırıyor.

Ota Konrad

Prag’da Pencereden Atma: İlk Defenestrasyon

“Birinci Prag Defenestrasyonu, 1419 yılında Bohemya’nın başkenti Prag’da gerçekleşen önemli bir olaydı. Bu olay, Hussit Reform hareketinin ve ardından gelen Hussit Savaşları’nın başlangıcını simgeler.

15. yüzyılın başlarında, Bohemya, Katolik Kilisesi’nin etkisi altında yaşayan bir bölgeydi. Ancak, bir reformist olan Jan Hus, kilisenin zenginliğine ve yozlaşmış uygulamalarına karşı ciddi eleştiriler getirmiştir. Ancak, bu eleştiriler Hus’un 1415’te Konstanz Konsili tarafından sapkın ilan edilmesine ve ardından yakılmasına yol açtı.

Hus’un ölümü, Bohemya’daki takipçileri olan Hussitler arasında büyük bir öfkeye neden olmuş ve bunun sonucunda pek çoğu isyan etmeye başlamıştır. 30 Temmuz 1419’da, Prag’daki Yeni Şehir Belediye Binası’na doğru bir kalabalık toplandı. Bu kalabalığı, radikal bir Hussit papaz olan Jan Želivský yönetiyordu.

Kalabalığa konsey üyelerinden biri taş atmış ve atılan bu taş nedeniyle kalabalıktan bir Hussitinin öldürülmesine yol açmıştır. Bu durum, zaten öfkeli kalabalığı iyice öfkelendirmiş ve binaya girerek konsey üyelerini ve bir hakimi pencerelerden aşağı atmalarına yol açmıştır.

Bu olay, genellikle 1419’dan 1436’ya kadar süren ve geniş çaplı dini ve sosyal değişikliklere yol açan Hussit Savaşları’nın başlangıcını işaret etmiştir. Bu savaşlar, Bohemya’nın Avrupa’daki diğer güçlerle olan ilişkilerini belirlemek için de önemli bir etkiye sahip olmuştur.

Prag’da Pencereden Atma: İkinci Defenestrasyon

İkinci Prag Defenestrasyonu, 1618 yılında gerçekleşmiş ve Avrupa tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilmiştir. Zira bu olay neticesinde, Avrupa’da Otuz Yıl Savaşları‘nın başlamasına neden olan olayların kıvılcımı ateşlenmiştir.

17. yüzyılın başlarında, Katolik Habsburg hükümeti, Kutsal Roma İmparatorluğu’ndaki Protestan bölgeler üzerinde artan bir kontrol sağlamaya çalışmıştı. Protestan bölgeler, dini özgürlüklerini koruma amacıyla karşı çıkmışlardı. Bu gerilimler, Habsburg İmparatoru II. Ferdinand’ın 1617’de Bohemya kralı olarak taç giymesinden sonra daha da artmıştır.

23 Mayıs 1618’de, Bohemya’daki Protestan asiller, imparatorun temsilcileri Jaroslav Martinic ve Wilhelm Slavata‘yı suçlayarak Prag Kalesi‘nde bir toplantı düzenlemiştir. Asiller, hükümetin Protestanların dini haklarına saygısızlık ettiğini ve Habsburg İmparatorluğu’nun baskısını artırdığını iddia etmişlerdir.

Toplantı esnasında, asiller imparatorun temsilcilerini Prag Kalesi’nden bir pencereden aşağı attılar. Bu olay, genellikle ‘defenestrasyon‘ olarak adlandırılır, ki bu terim Latince’de ‘pencereden atmak‘ anlamına gelir. Şaşırtıcı bir şekilde, temsilciler yaklaşık 20 metrelik düşüşten sağ kurtulmuştur.

Slavata daha çok mücadele etmiş, umutsuzca pencere çerçevesine yapışmıştı. Ancak suikastçılardan biri kafasına sert bir darbe indirince gardı düşmüş ve nihayetinde pencereden aşağıya atılmıştı. Saldırganlar, milletvekillerinin sekreteri Philip Fabricius‘u da peşlerinden atmışlardı.

Üç kurbanın da aşağıdaki kaldırım taşlarına 21 metreden düşerek kesin bir şekilde ölmesini uman kalabalık bu üçlünün hayatta kalmaları karşısında şaşırmışlardır. Ancak düşüşleri, kale duvarının dibinde biriken atıklarla, yani hayvan gübreleriyle hafiflemişti, bu yüzden ciddi bir yara almadan kurtulmuşlardı. Bu üçlünün pencereden atıldığı yer:

Prag’da Pencereden Atma: Prag’ın İkinci Defenestrasyonu
Prag’da Pencereden Atma: Prag’ın İkinci Defenestrasyonu

Bu olayın ardından, Protestan ve Katolik arasındaki gerilimler tırmanmaya devam etmiş ve nihai olarak 1618’de Otuz Yıl Savaşları patlak vermiştir.

Bu savaşlar, Avrupa’nın dini, politik ve toprak anlaşmazlıklarını çözümlemeye çalışan büyük çaplı çatışmaları içeriyordu. Bu dönem, Avrupa tarihinde oldukça yıkıcı ve belirleyici bir dönem olmuştur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu