Genel KültürTarih

Ostrakismos Çömlek Mahkemesi: Antik Yunan’da Demokrasi

Ostrakismos çömlek mahkemesi, siyasi liderler de dahil olmak üzere herhangi bir yurttaşın 10 yıl boyunca şehir devletinden dışlanıp sürgüne gönderilebileceği antik Atina seçimlerinden biridir.

Ostrakismos Çömlek Mahkemesi

Ostrakismos (veya ostracism), antik Atina’da demokrasiyi tehdit eden bireylerin şehirden sürgün edilmesi için kullanılan bir yöntemdi. Oy kullanmak için kullanılan küçük çömlek parçalarından (Ostraka) dolayı böylesi bir adlandırma yapılmıştır.

Ostrakismos çömlekleri ile yapılan oylamanın amacı, aşırı gücün tek bir kişinin eline geçmesini önlemek ve böylece tiranlığın oluşmasını engellemekti. Bu nedenle, tehlikeli ve hırslı olarak görülen politikacılar, şehrin siyasi hayatından çıkarılmak için on yıllık bir sürgüne zorlanırdı.

Atina’da ostrakismosun tam olarak hangi tarih ve olaydan sonra başladığına dair kesin bilgiler belirsizdir. Ancak, bu uygulama genel olarak Kleisthenes’in demokratik reformları sırasında ya da hemen sonrasında (MÖ 508/507 civarında) başlatıldığı kabul edilir.

Kleisthenes, Atina demokrasisinin babası olarak bilinir ve yaptığı reformlar, vatandaşların daha doğrudan politik süreçlere katılmasını sağlamıştır.

Ostrakismos Nasıl Yapılıyordu?

Çömleklerin kullanıldığı bu dışlanma prosedürü oldukça basitti. Ostrakismos veya çömlek mahkemesi, aşağıdaki şekilde işlerdi:

Her kış, Atina vatandaşları (yani özgür yetişkin erkekler), Agora’da bir araya gelir ve birinin aşırı güçlü olup olmadığını tespit etmek veya bir tiranlık kurabilecek durumda olup olmadığını belirlemek için oy kullanırlardı. Eğer belirli bir çoğunluk ‘evet’ oyu verirse, iki ay sonra aynı topluluk tekrar Agora’da bir araya gelirdi.

İkinci toplantıda, her vatandaş dışlamak istediği kişinin adını kazıdığı bir “Ostrakon” (çömlek parçası) getirirdi. Birden fazla oy atılmaması adına vatandaşlar oylama tamamlanana kadar beklemek zorunda kalırdı.

Oylama tamamlandıktan sonra, çömlek parçaları sayılırdı. Eğer çömlek parçalarının sayısı 6.000’den fazla ise, içlerinden en yüksek oy alan kişi belirlenir ve on yıllık sürgünle sonuçlanan dışlanma süreci başlardı. Ancak sürgün edilen kişi, mülkiyet haklarını kaybetmezdi.

Tabii dışlanan kişi hemen sürgüne gönderilmezdi. Dışlanan vatandaşa, işlerini halletmesi ve Atina’yı terk etmesi için on gün süre tanınırdı. Ayrıca, bu on yıllık süreçte dışlanan kişinin vatandaşlığı düşmez ve mülküne dokunulmazdı. Hatta gelirlerine erişimine izin verilirdi.

Bu süre zarfında sürgün edilen kişi, mülkiyet haklarını korur ve mal varlığını kaybetmezdi, bu da sürgünün geçici olduğunu ve kişinin dönüşünün beklenildiğini gösterir. Ancak, sürgün süresince Atina’da bulunmaları kesinlikle yasaktı. Sürgünün amacı, kişinin Atina’daki politik etkisini sınırlamaktı. Dolayısıyla bu süre zarfında dönmeleri, bu amacı boşa çıkarırdı.

Haliyle, dışlanan kişinin hiçbir mazeretle şehre dönemezdi. Dolayısıyla, halk oylamasıyla geri çağrılmadıkça, dışlanan kişiler on yıl boyunca hiçbir koşulda şehre dönemezlerdi. Bu riske rağmen dönenler ise ölüm cezasıyla cezalandırılırdı.

Öte yandan, on yıllık sürgün süresi sona erdikten sonra, kişi tekrar Atina’ya dönebilir ve tüm vatandaşlık haklarına yeniden sahip olurdu. Bu da ostrakismosun nihai amacının, kişinin Atina üzerinde olası tehlikeli etkisini sınırlamak olduğunu, kişiyi cezalandırmak veya mülkiyetini elinden almak olmadığını gösterir.

Bu uygulama, potansiyel tiranları kontrol altına almak ve demokratik düzene zarar verme riskini sınırlamak için kullanılan bir yöntemdi. Ancak, zamanla, politik rakipleri etkisiz hale getirmek için bir araç olarak kullanıldığına dair belgeler de vardır.

Prosedür, 480’lerde daha sık bir şekilde uygulansa da sonrasında daha az kullanılmıştır. Başlangıçta işe yarar bir fikir gibi görünmesine rağmen, uzun vadede politik hırsları kontrol altına almak için pek etkili olmamıştır. Çünkü güçlü bir politikacı, yeterli güce sahipse, Ostrakismos seçimini baş rakibini ortadan kaldırmak amacıyla kullanılmaya başlamıştır.

Nitekim böyle bir olay, Perikles’in politikalarına, özellikle de inşaat programına yönelik şiddetli eleştirilerle karşılaştığı M.Ö. 443’te gerçekleşmiştir. Baş rakibi Melesias’ın oğlu Thukydides’in (tarihçi Thukydides değil) sürgüne gönderilmesine neden olan bir dışlama gerçekleştirilmiştir.

Arkeologlar, büyük çoğunluğu Agora ve Kerameikos kazılarında olmak üzere şimdiye kadar 11.000’den fazla ostraka çömlekleri bulmuştur.

Ostrakismos, antik Yunanistan’ın politik ve sosyal yapısının bir parçası olarak tarih sahnesinde yerini almış bir uygulamadır. Bugün, bu tür bir mahkeme veya sürgün yöntemi benzer şekillerde kullanılmamaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu