Günümüzün hızla büyüyen ve sürekli gelişen iş dünyasında, sosyal aylaklaşma etkisi giderek öne çıkmakta ve bireylerin iş performansını etkileyen önemli bir faktör haline gelmektedir.
Sosyal Aylaklaşma Etkisi Nedir?
Sosyal aylaklaşma etkisi (İngilizce: Social loafing), bireylerin grup içinde anonim olduklarında veya grup performansının bireysel katkılarını belirlemek zor olduğunda, görevlerine daha az çaba sarf etme eğilimi göstermesidir. Bu eğilim, insanların sosyal durumlar içinde “aylaklaşarak” veya “daha az sorumluluk” alarak çalışma performanslarının düşmesine yol açar.
Bu olgu bir tür sahtekarlık gibi görünse de, genel olarak eylemin kendisi kasten yapılmamakta olup işin gerçekleşmesi için gerekli en düşük enerjili hale kendiliğinden bir akış olmaktadır.
Genellikle grup çalışmalarındaki performans düşüklüğünü inceleyen ve grup büyüklüğü arttıkça bireylerin performansının azaldığını gösteren Ringelmann etkisi ile karıştırılmaktadır. Her ne kadar bu iki terim bazı açılardan ortak noktalara sahip olsa da aralarında önemli bir fark bulunmaktadır.
Sosyal aylaklaşma etkisi, bireylerin anonimlik ve sorumluluk dağılımı üzerinden işlerken, Ringelmann etkisi, grup büyüklüğü ve koordinasyon zorlukları üzerinden çalışır. Bu nedenle, her iki etki de farklı süreçlere dayanarak grup çalışmasındaki performans düşüşünü açıklar.
Tümden Aylaklık Etmek Mümkün mü?
Bir halatı ne kadar çok insan çekerse bireysel performansın da ona göre azalması beklenen bir şey. Asıl hayret verici olansa performansın sıfıra düşmemesidir. Yani bireyler hiçbir koşulda tümden aylaklık etmemektedir. Zira performansın sıfıra düşmesiyle anonimlik kaybolacak, tabiri caizse kişi göze batacaktır. Bu da haliyle kişi için çeşitli olumsuz sonuçlar doğuracaktır.
Grup içindeyken, bireysel performansların korunduğu ortamlar elbette var. Bu duruma Japonya örneği verilebilir. Japonlar 30 yıl önce dünya piyasalarına ürünlerini yağdırdılar. İşletme uzmanları bu endüstri mucizesini mercek altına aldıklarına Japon fabrikaları takımlar şeklinde örgütlendiğini görmüşlerdi.
Bu model diğer ülkelere aynen kopyalansa da benzer başarı ortaya çıkmamıştır. Muhtemelen Japonya’da gayet iyi işleyen şey, bir arada yaşamaya odaklı ahlak anlayışıdır. Bu anlayıştan yoksun olan ve bireyselliğin ön planda olduğu Amerikalı ve Avrupalılar’da sosyal aylaklık görülmüştür.
Ekibin Büyüklüğü Önemli mi?
Grup büyüklüğü arttıkça, sosyal aylaklaşma etkisinin görülme olasılığı da artar. Büyük gruplarda, bireysel sorumluluklar daha az belirgindir ve bireylerin katkıları daha zor fark edilir. Bu durum, bireylerin performanslarının değerlendirilmesinde ve takdirinde zorluklar yaratır. Bu nedenle, büyük gruplarda çalışan bireyler, daha az çaba sarf etme ve daha az sorumluluk alarak sosyal aylaklaşmaya daha yatkın olabilirler.
Grup büyüklüğü, işin fiziksel performansının yanı sıra zihinsel aylaklığı da ortaya çıkarır. Kalabalık sınıflarda öğrenim gören öğrencilerin düşük performanslara sahip olmasının nedeni de budur.
Ekibin kalabalık olduğu toplantılarda kendimizi tabiri cazise pusuya atarız. Amazon’un kurucusu da bunu öngörmüş olmalı ki, toplantılara katılacak kişileri asla iki pizzanın doyuramayacağı büyüklüğe çıkarmamaktadır. İki pizza kuralı olarak adlandırılan bu sistem koca bir devi doyurmuş anlaşılan…
Sorumluluğun Dağılması
Sosyal aylaklaşmanın ilginç etkileri vardır. Gruplarda sadece performansımızı değil sorumluluğumuzu da frenleriz. Bu sonuç oldukça mantıklıdır çünkü hiç kimse kötü sonuçlardan dolayı sorumlu olmak istemez.
Bu olguyu araştıran bilim adamı Derek De Solla Price, 1960 yılındaki yayınlanan bilimsel makaleleri analiz etti ve sosyal aylaklığı 80/20 kuralına benzer bir şekilde formülize etti: “Çalışan sayısının karekökü kadarı, ortaya çıkan işin %50’sinden sorumludur.” Örneğin, dokuz çalışanın olduğu bir yerde, ortaya çıkan işin yarısını, dokuzun karekökü olan üç çalışan yapmaktadır.
Çalışan Sayısı | İşin %50’sini Yapan İnsanlar |
9 | 3 |
100 | 10 |
500 | 22 |
5000 | 70 |
Sosyal Aylaklaşma ve Riske Doğru Kayma
Benzer sebepler, grupların bireylere kıyasla daha büyük risklere girme eğiliminde olduğunu göstermektedir. Bu etkiye “Riske doğru kayma” adı verilir. Grup tartışmalarının, kişilerin tek başlarına verecekleri kararlardan daha riskli kararların alınmasına yol açtığı kanıtlanmıştır.
Sorumluluktan kaçınan kişiler tabiri caizse, “İşler ters giderse, nasıl olsa sorumluluk bende değil.” gibi bir anlayışa sahip olmaktadır. Milyarların söz konusu olduğu firmaların strateji ekiplerinde ya da ekiplerin atom bombasının kullanımıyla ilgili kararlar verdiği orduda riske doğru kayma oldukça tehlikelidir.
İnsanlar grup içinde tek başlarına olduklarından farklı davranır. Grupların dezavantajları, bireysel performansları mümkün olduğu kadar göz önüne çıkararak etkisiz hale getirilebilir.
Sosyal Aylaklaşma Etkisine Nasıl Önlem Alabiliriz?
Sosyal aylaklaşma etkisini fark etmek ve azaltmak için aşağıdaki stratejilere dikkat edebilirsiniz:
Grup büyüklüğünü kontrol altında tutun: Mümkün olduğunca küçük ve yönetilebilir gruplarla çalışın. Küçük gruplar, bireylerin katkılarını daha kolay fark etmeyi ve her üyenin sorumluluklarını daha net tanımlamayı sağlar.
Bireysel hedefler ve sorumluluklar belirleyin: Grup üyelerinin her birine belirli görevler ve sorumluluklar atayarak bireysel katkıları teşvik edin. Bu, her üyenin katılımını ve performansını artırabilir.
Açık iletişim ve geri bildirim sağlayın: Grup üyeleri arasında açık ve düzenli iletişimi teşvik edin. Geri bildirim almak ve vermek, bireylerin performanslarını değerlendirmelerine ve geliştirmelerine yardımcı olur.
Bireysel performansı değerlendirin ve takdir edin: Grup projelerinde bireysel performansı değerlendirmeye alarak ve üstün performans gösteren üyeleri takdir ederek, sosyal aylaklaşmayı azaltabilirsiniz.
Grup dinamiklerini gözlemleyin: Grup içindeki etkileşimleri ve işbirliğini sürekli izleyerek, sosyal aylaklaşma belirtilerini erken fark edebilirsiniz. İşbirliği eksikliklerini ve bireylerin düşük performansını tespit edip sorunları ele almak için önlemler alın.
Yukarıdaki stratejiler, sosyal aylaklaşma etkisini fark etmenize ve önlemenize yardımcı olabilir. Grup çalışmalarında daha yüksek verimlilik ve başarı elde etmek için bu yöntemleri uygulayarak bireysel katılımı ve sorumluluğu teşvik edin.
Bir yanıt yazın