MatematikPsikoloji

Ortalamaya Gerileme Yanılgısı: Şansın Döndüğü Anlar

Kim bilir, belki de hayatınızda en az bir kez, bir futbol takımının kazanma serisinden sonra ani bir düşüş yaşadığını veya şans eseri bir sınavda yüksek not aldıktan sonra sonraki sınavlarda notlarınızın düştüğünü gözlemlediniz. Belki de bu durumları ‘şansın döndüğü’ veya ‘gerçekliğin yüzüne vurduğu’ anlar olarak nitelendirdiniz. Ancak aslında bu, istatistikler dünyasında “ortalamaya gerileme yanılgısı” olarak bilinen bir fenomenin tipik bir örneği olabilir. Bu yazımızda, bu ilginç kavramı daha yakından inceleyecek ve günlük hayatta nasıl karşımıza çıktığını keşfedeceğiz.

Ortalamaya Gerileme Yanılgısı Nedir?

Ortalamaya gerileme yanılgısı (İngilizce: Regression to the mean fallacy) istatistiksel bir kavram olup genellikle insanların rastgelelik ve şans olaylarını anlama biçimlerindeki yanılgıları nedeniyle ortaya çıkar.

Bu kavram ilk olarak Sir Francis Galton tarafından 19. yüzyılda tanımlandı ve adını, gözlemlenen verilerin genellikle uzun vadede ortalama değerlere “gerilediği” (yani, döndüğü) olgusundan almıştır.

Ortalama terimi, istatistiksel olarak varsayılan bir değer olarak belirlenmiş bir özellik olup, çeşitli dalgalanmaların nihai olarak gerilediği veya yükseldiği bir denge noktasını ifade eder.

Örneğin, hileli olmayan madeni bir para atıldığında ve ilk 10 atışta hep “tura” çıktığında, bu kişi “tura” çıkma olasılığının yüksek olduğunu düşünebilir. Ki, küçük sayılar yasası gereği bu oldukça muhtemel bir senaryodur.

Ancak, gerçekte, her atışın sonucu tamamen rastgele olduğundan “tura” veya “yazı” çıkma olasılığı %50’dir ve uzun vadede sonuçlar genellikle bu iki olasılık etrafında dengelenir. Zaten büyük sayılar yasası da bunu söyler.

İnsanlar genellikle ortalama değerlere gerileme yanılgısına düşerler çünkü spesifik olarak gerçekleşmiş belirli bir olayın ya da sonucun tekrar tekrar gerçekleşmesini beklerler. Her ne kadar, rastgele olaylar genellikle ortalamadan farklı olacak şekilde bir dizi farklı sonuç üretse de, nihai olarak yine bu ortalama değerlere dönecek şekilde dengelenir. Bu nedenle, bir olayın ya da sonucun tekrar tekrar aynı şekilde gerçekleşmesi beklenmemelidir.

Bu yanılgı, spor, finans, tıp ve daha pek çok alanda görülmektedir. Örneğin, bir sporcunun bir sezon boyunca olağanüstü performans göstermesi sonucunda, bir sonraki sezonda da yine benzer bir performansı göstereceği umulur. Ancak, bu beklenen sonuç genel olarak gerçekleşmez. Zira sporcunun performansı genellikle bir ortalama etrafında dalgalanmış ve nihai olarak o ortalamaya gerilemiştir.

Birçok sporcu, gazetelerin birinci sayfalarında yer aldıklarında endişe duyarlar çünkü içlerinden, bir sonraki karşılaşmada benzer performansı sergileyemeyeceklerini gayri ihtiyari olarak sezerler. Bu endişenin asıl sebebi, başarıların doğal olarak dalgalanabileceği gerçeğidir ve bunun gazete ile ilgisi bulunmamaktadır.

Ortalamaya Gerileyen Davranışlar

Yağmur duası, genellikle Kızılderili kabilesinin kuraklık dönemlerinde yağmur getirmek amacıyla gerçekleştirdiği bir ritüeldir. Diyelim ki bir Kızılderili kabilesi, birkaç hafta boyunca yağmur yağmadığı için yağmur duası yapmaya karar verdi. Bu dua sırasında veya hemen sonrasında yağmur yağarsa, kabile genellikle duasının yağmuru getirdiğine inanır.

Bu durum, ortalamaya gerileme yanılgısının bir örneğidir. Zira yağmurun yağması aslında, doğanın kendi döngüsünün bir parçasıdır ve genellikle uzun süreli kurak dönemlerinden sonra yağmur yağabilir. Yani, yağmurun yağmasının yağmur duasıyla bir ilgisi yoktur. Aksine hava durumunun kendi ortalamasına geri dönmesi, yani “ortalama hava koşullarına gerilemesi” gerçekleşmiştir.

Varsayalım ki yaşadığınız bölgede şu anda soğuk hava en düşük seviyelere ulaştı. Muhtemelen ilerleyen günlerde hava ısınacak ve mevsim normallerine doğru yükselme eğilimi gösterecektir. Benzer şekilde, aşırı sıcaklar, kuraklık veya yağmur dönemleri için de aynı durum geçerlidir. Hava olayları, ortalama değerlerin altında ve üstünde dalgalanarak gerçekleşir.

Bu durum öğretmenler (ya da idareciler) için cezanın övgüye kıyasla daha etkili olduğu düşüncesine yol açar. Öğrenciler arasında en iyi sınav sonuçlarını elde edenler övgü alırken, en kötü notları alanlar eleştirilir. Bundan dolayı, bir sonraki sınavda büyük olasılıkla başka öğrenciler “tesadüfler sonucu” en üst ve en alt sıralarda yer alacaklardır. Bu durum öğretmene şunu düşündürtür: Ceza işe yarıyor, övgü ise zarar veriyor. Ancak fark edileceği üzere, bu yanlış bir sonuçtur.

Kronik ağrılardan borsa performansına, aşk hayatından kişisel huzura ve mesleki başarılara kadar, hayatın her alanında aynı durum geçerlidir. Özetle, hayatta yaşanan dalgalanmalar, bizim kontrolümüzden bağımsız olarak gerçekleşiyorsa, ne yaparsak yapalım bu dalgalanmaların yönünü değiştiremeyiz.

Aşırı hareketler, daha ılımlı hareketlerle yer değiştirir. Son üç yılın en başarılı hisse senedi, otomatik olarak gelecek üç yılın da en başarılı hisse senedi olacak diye bir kural bulunmamaktadır.

Sonuç olarak, ‘ortalamaya gerileme yanılgısı’ günlük yaşamımızın birçok alanında karşımıza çıkan, ancak çoğu zaman fark etmediğimiz bir fenomendir. İster spor performansı, ister sınav notları, isterse hava durumu olsun, doğanın ve verilerin genellikle bir ortalamaya geri dönme eğilimi olduğunu anlamak, gerçekler ve rastlantılar arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

Bu bilgi, hem günlük kararlarımızı daha iyi yönlendirmemize, hem de dünyayı daha gerçekçi ve ayakları yere basan bir perspektiften görmemize yardımcı olacaktır.

Kaynak: Frey, Ulrich; Frey, Johannes: Fallstricke, Beck, 2009, Sayfa 169.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu