FizikPsikoloji

Katastrof Teorisi Nedir?

Fransız matematikçi Rene Thom tarafından 1960’lı yıllarda ortaya atılan “Katastrof teorisi“, dinamik sistemler teorisinin özel bir alt dalıdır. 

Katastrof Teorisi

Koşullardaki ufacık değişikliklerden kaynaklanan ani davranış değişiklikleri nedeniyle gözlemlenen olayları sınıflandırır ve meydana gelen değişim sürecinin nasıl başladığını ve süreçte neler olduğunu inceler.

Katastrof teorisi, değişkenler ve sonuçta ortaya çıkan davranışlar, eğriler veya yüzeyler olarak faydalı bir şekilde tasvir edilmesinden ötürü geometri dalı olarak kabul edilmektedir.

Teori, hayatın çeşitli alanlarında uygulanabilirlik bulmuştur. Örneğin, denizde sorunsuz ilerleyen bir geminin aniden alabora olması veya uzun yıllardır sağlam duran bir köprünün aniden çökmesine yol açan başlangıç nedenlerini ve ardından meydana gelen zincirleme olayları bu teoriyle açıklayabiliriz. Benzer şekilde, sosyal bilimciler hapishanede aniden patlak veren ve kontrolsüz bir şekilde büyüyen isyanı açıklamak için bu teoriden yararlanabilmektedirler.

Katastrofun Davranışlar Üzerindeki Etkisi

Katastrof teorisini somutlaştırmak adına, bir köpeğin kızgınlık ve korku durumlarında ortaya çıkan saldırganlık davranışlarını örnek olarak ele alalım.

Birinci kontrol değişkeni olarak kızgınlığın etkisini inceleyelim. Köpeğin saldırganlığı, kızgınlık durumuyla doğru orantılı olarak artar. Eğer bu artışın ölçülebilir olduğunu varsayarsak, kızgınlık belli bir eşiği aşınca saldırganlık şeklinde kendini gösterecektir.

İkinci kontrol değişkeni olan korku ise tam tersi bir etki yaparak köpeğin davranışını etkileyecektir. Korku, belli bir eşiğe ulaştığında köpeğin kaçma ve uzaklaşma eğilimini tetikleyecektir.

Ancak, ne kızgınlık ne de korku durumunda köpeğin davranışı nötr olacaktır. Yani, davranış Gauss eğrisinin doruğunda yer alır. Ancak, iki kontrol değişkeni birlikte artış gösterirse, iki eşik de yaklaşık olarak aynı zamanda yaklaşılacaktır.

Tam bu durumda, köpeğin davranışı öngörülemez hale gelir. Aniden saldırıdan kaçışa veya kaçıştan saldırıya dönüşebilir. Bu tür durumlarda sistem istikrarsız olarak gözlenir. Yani, kontrol değişkenleri sürekli olarak değişirken, durum değişkeni kesintisiz bir şekilde değişir.

Galya Savaşı esnasında sıkıştırdığı Cermenlerin çaresizlikten daha şiddetli ve cesurca savaştıklarını gören Julius Caesar, askerlerine Cermenlerin kaçmasına izin vermelerini emretti ve ardından Cermenlere kaçarken saldırdı.

Frontinus, Strategems http://II.VI.III

Katastrof Örnekleri

Katastrof teorisinin belki de en yaygın ifadesi, teknik bir terim olan “metal yorgunluğu” kavramında hayat bulmuştur. Bu terim, tek bir uygulama anında herhangi bir zarar vermezken, tekrarlayan uygulamalar sonucunda malzemede oluşan hasarı ve son sınırına ulaşmayı ifade eder. Tabiri caizse, “damlayan su taşı deler” mantığındaki bu sürekli zorlamalar malzemede hasara neden olmaktadır.

Metal Yorgunluğundan Hasar Alan Bir Gemi

Katastrof teorisi, bir sporcu için birden fazla stres seviyesinin, yani uyarılmanın, anksiyeteye dönüşmesi ve bunun yarışma sırasındaki etkileri arasında bir ilişki önerir.

Journal of Sports Sciences’ten JG Jones ve L. Hardy’ye göre, bir sporcu, yeteneklerinin istenilen beklentileri veya takımının beklentilerini karşılayamayacağını fark ettiğinde anksiyete oluşur. Bu durum da performansını önemli ölçüde etkiler.

Teoriye göre, sporcu optimal noktanın ötesine geçtiği için, performansta dramatik bir düşüş olan “felaket”in iyileşmesinin zor olduğunu ve sürekli başarısızlığa katkıda bulunduğunu öne sürmektedir. Katastrof teorisinde bilişsel ve somatik olmak üzere iki tür kaygı temelli model vardır. 

Bilişsel kaygı türü, özellikle bir sporcunun endişeleri, beklentileri, olumsuz iç diyaloğu veya karamsar görselleştirmeler olmak üzere endişeyi ifade eder. 

Somatik kaygı türü, anksiyete, gerginlik veya gerginlik gibi tezahürlerle duygusal bileşen olarak karakterize edilir.

Kaynak: sportsrec.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu