Psikoloji

Özseçilim Yanlılığı: Neden Aksilikler Hep Benim Başıma Geliyor?

Başarılarımızın ve başarısızlıklarımızın arkasındaki gerçek nedenleri anlamaya çalışırken, hepimizin içgüdüsel olarak kendi lehimize eğilimli oluruz. Bu yazımızda başımıza gelen aksilikleri daha doğru bir bakış açısıyla değerlendirmemizi sağlayacak özseçilim yanlılığı hakkında bilgiler vereceğiz.

Özseçilim Yanlılığı Nedir?

Özseçilim yanlılığı, kişinin başına gelen olaylardaki olağanlığı, kendisine özgü olduğunu zannedip sadece kendi başına geliyormuş gibi zannetmesi durumudur. Bu yanlış algı, bireylerin kendilerine aşırı değer biçmelerine veya başkalarının yaşadığı benzer durumları görmezden gelmelerine neden olabilir.

Gündelik yaşamda şahit olabileceğimiz “Neden hep benim başıma geliyor!”, “Bu hayatın benle ne alıp veremediği var!”, “Bu talihsizlikler en çok beni vuruyor!” gibi yakınmalara bir nevi cevap vermektedir.

Diyelim ki A5 otoyolunda arabanızı sürüyorsunuz ve sonrasında da birden trafik sıkıştı. “Lanet olsun, niye hep benim başıma gelir ki?” diye küfredip karşı şeritte gördüğünüz arabaların imrenilesi bir hızla yol almasına gıpta edip “Şaka mı bu! Nasıl böyle bir şeye denk geldim” deyip mevcut halinize devam sitem ettiniz.

Belli bir günde sizin bu trafiğe denk gelmenizin olasılığı, normal şartlar altında trafik sıkışıklığının olasılığıyla eşdeğer, yani yüzde on. Ama siz bu olayı anbean tecrübe ettiğinizden, yani trafikte kaldığınız zaman milim milim ilerlediğinden, bu oranı normalden fazlaymış gibi algılamaya başlıyorsunuz. Yani hep olan bir olay sanki size özgü gibi gelmeye başlıyor.

Örneğimizi keskinleştirmeye devam edelim. Diyelim ki, A ve B noktaları arasındaki on tane trafik lambası var ve bu lambalardan kırmızıya denk gelme ihtimaliniz onda bir olsun. Yani on tane trafik lambasından bir tanesinde kırmızıya denk geliyorsunuz. Bu demektir ki, bütün seyir sürenizin yüzde on’u kadarını kırmızı ışıkta bekleyerek geçirirsiniz.

Zamanı biraz daha hızlandırdığımızda ise bu olayı tecrübe etme oranımız iyice artmaktadır. Daha da açık ifade etmek için örneği iyice somutlaştıralım. Aracınızla ışık hızıyla yolculuk yaptığınızda, bütün seyir zamanınızın % 99,99’unu kırmızı ışığın önünde bekleyerek ve küfrederek geçirirdiniz.

Olayın püf noktası ise hatırlamak. Zira başa gelen olaylardaki olumsuz anılar kolayca hatırlanırken olumlu olanlar ise gözardı edilmektedir. Trafik gayet düzgün bir şekilde akıyorsa trafiğin akmakta olduğu akla dahi gelmiyor. Yani her araba sürmeye başladığımızda trafiğin sıkışık olup olmadığını hatırlamak yerine sadece trafiğin sıkışık olduğu anları hatırlayıp o yönde bir değerlendirme yapıyoruz.

Peki Ya Şansızlık?

Bunların aslında şanssızlıkla pek bir alakası yok. Zira yakınanlar yalnızca tesadüfi örneklemenin bir parçası olmaktalar.

Arkadaşınızın coşku içinde, kendisinin dersi geçebilmesinin birtakım talihsizliklere rağmen mucize eseri olduğunu ileri sürdüğü anlara şahit olmuş alabilirsiniz. Ancak belirtmek gerekir ki, böyle bir şeyi ancak gerçekten dersi geçen biri ileri sürebilir. Kendisi öyle bir anlatır ki, dersten kalan kişilerden bile daha mağdur olur.

Günlük hayatta bu durumu tecrübe eden pek çok örnek mevcuttur. Bozuk musluğu olan bir tuvalete girip işinizi gördünüz sonrasında bir de baktınız ki o da nesi! Musluk bozuk. “Hep mi benim başıma gelir bu talihsizlikler!”diye bastınız küfrü. Oysa bu durum, tuvalete giren her kişinin yaşadığı bir talihsizlik, yani sadece size özel bir şey değil. Size özel olan şey, musluğun çalışıp çalışmadığını kontrol etmekti.

Özseçilim Yanlılığından Nasıl Korunabiliriz?

Özseçilim yanlılığından korunmak için aşağıdaki stratejileri uygulayabilirsiniz:

Farkındalık: Özseçilim yanlılığı ve diğer düşünce hatalarının farkında olmak, bu tür yanılgılardan korunmanın ilk adımıdır. Kendi düşünce süreçlerinizi ve değerlendirmelerinizi eleştirel bir şekilde inceleyerek bu yanlılığın etkisini azaltabilirsiniz.

Empati ve başkalarının perspektifini anlama: Başkalarının deneyimlerine ve görüşlerine açık olmak, özseçilim yanlılığını dengelemenize yardımcı olabilir. Bir olayı başkalarının da yaşayabileceğini düşünerek, olaylara daha geniş bir bakış açısıyla yaklaşabilirsiniz.

Kendiyle yansıma: Düşüncelerinizi, duygularınızı ve inançlarınızı sorgulayarak özseçilim yanlılığından korunun. Kendinizi değerlendirirken dürüst ve açık fikirli olun.

Bilgi toplama ve geri bildirim: Başkalarından geri bildirim almak ve farklı kaynaklardan bilgi toplamak, edindiğiniz tecrübelerde yalnız olmadığınızı gösterebilir.

Oldukça sık görülen bu düşünce hatasından muzdarip olan kişiler, dünyayı sanki kendisinden ibaretmiş gibi algılar. Yukarıdaki stratejileri uygulayarak özseçilim yanlılığından korunabilir ve daha sağlıklı, gerçekçi ve dengeli bir düşünce sürecine sahip olabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu