Mekanik Dayanışma Nedir?
Ortak davranışlar güden ve benzer duygu ve düşüncelere sahip insanların oluşturduğu toplumlarda görülen ortak dayanışma türüne mekanik dayanışma denir.
Mekanik Dayanışma
Sosyolojinin önemli isimlerinden biri olan Emilie Durkheim, ilk kez 1893’te yayınladığı “The Division of Labor in Society“, Türkçesiyle; “Toplumda işbölümü” adlı kitabında, fikir babalığını yaptığı “Mekanik dayanışma” ve “Organik dayanışma” adında iki kavramı ortaya atmıştır.
Mekanik dayanışma, kendisinin görüldüğü toplumlarda iş bölümünün oldukça basit olduğunu söyler. Bu dayanışmanın görüldüğü toplumlarda insanlar genellikle benzer işleri yaparlar. Böyle yaparak da tabiri caizse birbirlerine olan muhtaçlığı en aza indirgemişlerdir.
Köy yaşamı mekanik dayanışmayı tarif edebilecek (tecrübe edenlerin kolayca anlayabileceği) örnekler barındırır. Örneğin, köydeki insanların çoğunluğu kendi hayvanına sahip olup kendi sütünü, peynirini, yumurtasını, üretebildikleri gibi kendi topraklarında da ürünlerini yetiştirebilirler. Herkes benzer bir işi etkili bir şekilde yapabilmektedir.
Benzer bir yaşam tarzı nedeniyle herkes tarafından bilinen ve uygulanan ortak adetler ile kabul görmüş ritüeller oluşmuştur. Haliyle ortak bir ahlak ve değerler topluluğu oluşması kaçınılmaz olmuştur. Ortak meseleyi veya ilgiyi paylaşan veya ortak bir hedefe ulaşmak için birlikte çalışan bu toplumda “kolektif bilinç” tamamen hakim konumdadır.
Bireyselliğe çok az yer olduğu gibi toplumsal farklılıklar da pek gözlemlenmemektedir. Grup davranışına aykırı davranışların gözlemlenmesi durumunda cezalandırmalar kaçınılmaz olmaktadır. Keza orta çağ toplumlarında cadı diye tabir edilen kadınların yakılması, dine aykırı kabul edilen bilimsel gelişmelerin şiddetle cezalandırılması bunun en güzel örneğidir.
Durkheim’ın böyle bir adlandırma yapmasının sebebi ise fizik bilimi terminolojisine atıf yapmasıdır. Zira toplum üyelerinin işbirliği yapmasına neden olan kuvvetleri, moleküllerin bir katı içinde birleşmesine neden olan iç enerjilere benzetmektedir.
Mekanik dayanışma, benzer değerlere sahip bireylerinden kabul görmüş süzülen ortak değer ve inançları iyice pekiştirir. Bu pekişmeyle oluşan “kolektif vicdan” sürdürülebilir bir hale gelir.
Toplumun herhangi bir üyesinin davranışları, toplumu ifade eden davranışlarla yüksek bir benzerlik gösterir. Ortak eylemler, bu tür toplumların kalbinde yer almaktadır. Toplum üyelerinin arasında fikir, eylem, eğitim ve hatta gerçekleştirdikleri işte bile çok sayıda homojenlik vardır. Bu anlamda, aykırılık ve marjinallik çok az görülmektedir.
Böyle toplumlarda görülen bir diğer özellik ise baskılayıcı yasaların olmasıdır.