Tarih

Labirentin Tarihi ve Mimar Daedalos

Labirent, karmaşık geçitler ve yollar ağı olması nedeniyle içinden kolay kolay çıkılamayan ve bir nevi girenin hapsolduğu, kolay kolay kurtulamadığı dolambaçlı bir yapıdır. Labirentin tarihi ise Antik Yunan’daki Mimar Daedalos‘a kadar uzanmaktadır.

Labirentin Tarihi

Labirentin tarihi, Yunan mitlerinden bir hikayeye kadar uzanır: Girit Kralı Minos, Mimar Daedalos‘a içine girenin kolay kolay çıkış yolunu bulamayacağı karmaşık ve dolambaçlı bir yapı inşa etmesini emreder.

Gelelim böylesi tuhaf bir yapının inşa edilme nedenine… Kral Minos’un utanç verici bir aile sırı saklıyor olmasıydı;

Minos, kardeşleriyle girdiği krallık için mücadelede, Poseidon‘a dua etti. Duasının kabul edilmesi için adak olarak Poseidon’a kar beyazı bir boğa adayacaktı. Krallık yarışını kazanan Minos’un boğayı Poseidon’a kurban etmesi gerekiyordu. Ancak boğanın güzelliğinden büyülenen Kral Minos onu korumaya karar verip onun yerine de sıradan boğalarından birini adamaya karar verdi. 

Bu davranışından öfkelenen Poseidon, Minos’un karısı Pasiphae’nin bu kar beyazı boğaya aşık olmasına sebep olduğu gibi onunla çiftleşmesini de sağladı. Bu çiftleşmenin sonucu olarak insan eti ile beslenen ve kontrol edilemeyen Minotor adında bir yaratığın vücut bulmasına yol açtı. 

Minotor olarak adlandırılan bu yaratık diğer tanrıları kızdırmış ve Afrodit tarafından da Pasiphae lanetlenmiştir.

Kral Minos bu yaratığı labirent olarak adlandırılan bu yapıya saklar. Bu lanetli yaratığı kontrol altında tutmak ve karnını doyurmak için Kral Minos, Atina halkına her yıl yedi genç erkek ve yedi genç kadın kurban etmelerini, kurbanların da labirente bırakılmasını emretmişti. Halk kralın bu amansız emrine karşı koyamayıp uzun yıllar kurban vermeye devam ettiler ta ki Thesus onları kurtarana kadar.

Mite göre işte tam da bu sebepten labirentin, bu garip dolambaçlı yapının inşası yapılmıştır. Bu öyle bir dolambaçlı bir yapıydı ki Mimar Daedalos’un bile bizzat kendisi bile zorlukla gezebiliyordu. Ancak yine de Kral Minos, Daedalos ve oğlu İkarus‘u yapının sırrı ortaya çıkmasın diye yüksek bir kuleye hapsettirdi.

Efsaneye göre, Atinalıların bu acısına son vermek isteyen Thesus, gönüllü olarak kurban olarak verilen 14 kişiden biri olur ve labirentin bulunduğu alana gelmek için gemiye biner, yola çıkar. Oraya vardığında Minos’un kızı Ariadne, Thesus’a aşık olup ve labirente girerken ona gizlice bir kılıç ve ip topu verir.

Thesus da labirentin içine ilerlerken kaybolmamak için ipin bir ucunu labirentin girişine bağlamıştı.

Kahramanımız, nihayetinde Minotor’la karşılaşıp onu öldürmüştür. Ariadne’nin kendisine verdiği ipi takip ederek hem kendisini hem beraberindekileri labirentten çıkarmış hem de Atinalıları bu korkunç kurban verme vahşetinden kurtarmıştır.

Thesus, Minotorû öldürürken
Labiren ve mitsel tarihi

Labirent, karmaşık geçitler ve yollar ağı olması nedeniyle içine bir girenin kolay kolay çıkamadığı, dolambaçlı bir yapıdır.

Harry Potter’dan tutun da inception’a varıncaya kadar çeşitli filmlerde kurgulanmış bir konudur. Hatta Vicky adlı çizgi filmde küçük Vikinglimiz de Thesus’unkine benzer bir çözüm yoluyla kendini labirentten kurtarmıştır.

Son yıllarda Girit’te yapılan arkeolojik kazılarda, Knossos yakınlarında bir dağda, bu hikayede anlatılan labirente benzeyen bir yapı kalıntılarına rastlanmıştır.

Kaynak ve detaylı bilgi için;

https://www.ancient.eu/Labyrinth/

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu