Safsatalar

Yanlış İkilem Yanılgısı: Ya – Ya da İfadeleri

Gündelik hayatta duyabileceğiniz “Ya benimsin ya da kara toprağın”, “Ya sev ya da terk et!”, “Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin” gibi ifadeler duydunuz mu? Duymuşsanız yanlış ikilem yanılgısı denilen şeye tanıklık etmişsinizdir. Bu yazımızda, bu yanılgıyı detaylarıyla inceleyeceğiz.

Yanlış İkilem Yanılgısı Nedir?

Ya sev ya da terk et!

Anonim

Yanlış ikilem yanılgısı (İngilizce: False dilemma fallacy), bir argümanın sadece iki seçenek arasında olduğunu varsayarak, diğer olası seçeneklerin göz ardı edilmesi durumudur. Bu mantık hatasının ağına düşmüş kişiler, argümanın iki kutuplu bir yapıya indirger ve daha karmaşık ve nüanslı çözümleri göz ardı etme eğiliminde bulunurlar.

  • Ya çocuklarınızı aşılatır ve sağlıklı tutarsınız, ya da onları aşılatmaz ve hastalıklara karşı savunmasız bırakırsınız. (Bu durum, aşılamanın etkisi, yan etkileri ve diğer sağlık önlemleri gibi daha fazla faktör ve nüansı göz ardı eder.)
  • Eğer politikada şu partiye oy vermezsen, o zaman diğer partinin yanındasındır. (Bu örnek, birden fazla parti ve bağımsız adaylar gibi diğer seçenekleri görmezden gelir.)
  • Çalışanlar ya işlerini çok severler ya da nefret ederler. (Bu durum, çalışanların işlerine karşı karmaşık ve nüanslı duygulara sahip olabileceğini göz ardı eder.)
  • Bir insan ya vegan olmalıdır ya da hayvanlara karşı duyarsızdır. (Bu örnek, insanların hayvan haklarına önem verebileceğini, vejetaryenlik gibi farklı beslenme tercihlerine sahip olabileceğini göz ardı eder.)
  • Şirketler ya kar elde etmeli ya da iflas etmelidir. (Bu durum, şirketlerin sürdürülebilirlik, toplumsal sorumluluk ve finansal istikrar gibi çeşitli hedefler ve stratejiler izleyebileceğini göz ardı eder.)

Yukarıdaki örneklerin genellikle yanlış ikilemlerin bir parçası olarak görünen bir ya & ya da ifadesini içerdiğini fark etmişsinizdir. Bununla birlikte, yanlış ikilemler bu tür bir dil olmadan da pekala formüle edilebilir. Örneğin, “Düşük ücretli çalışanlar için daha iyi maaşlar istiyorsanız, fiyatları önemli ölçüde artırmamız gerekecek ve bu da tüketicilere zarar verecektir.”

Bu ifade, karşıt duruşun (çalışanların maaşlarının artırılması) artan fiyatlar pahasına gelecekmiş gibi görünmesi için, aralarından seçim yapılabilecek yalnızca iki seçenek varmış gibi göstererek, eldeki sorunu yanlış bir şekilde ikiye ayırmaktadır.

Ancak burada, “şirketin kar marjlarını yeniden ayarlamak”, “gerekli bütçeyi başka bir yerden alarak temin etmek” gibi bahsedilmeyen başka seçenekler de bulunmaktadır. Görüldüğü üzere, yanlış ikilem yanılgısı diğer seçeneklerin varlığını göz ardı etmeye yol açmaktadır.

Bir başka örnek olarak, “Eğer üniversiteye gitmezsen, başarılı olamazsın.” ifadesi, başarıya ulaşmanın sadece üniversite eğitimiyle mümkün olduğunu ve diğer yolların geçersiz olduğunu ileri sürerek yanlış ikilem yanılgısına düşer. Bu durum, gerçekte başarıya ulaşmak için birçok farklı yol ve seçenek olduğunu göz ardı eder.

Bu örnekler, yanlış ikilem yanılgısının karmaşık ve nüanslı durumları basitleştirdiğini ve sadece iki zıt seçenek arasında bir bağlantı kurduğunu göstermektedir. Gerçekte, bu tür durumlar için genellikle daha fazla seçenek ve çözüm mevcuttur.

Zaten hayatta rast geldiğimiz pek çok sorunun çözümü için oldukça fazla seçenek bulunmaktadır. Bu seçenekleri görmezden gelmek, hayatımızdaki pek çok sorunu çözebilecek bakış açılarından da mahrum kalmamıza neden olabilir.

Yanlış İkilem Yanılgısının Nedenleri

Yanlış ikilem yanılgısının ortaya çıkmasına yol açan çeşitli nedenler vardır. Bu nedenlerden bazıları aşağıda listelenmiştir:

Bilgi eksikliği: Bazen, bir kişi tüm mevcut seçeneklerin farkında olmayabilir ve bu nedenle sadece bilinen iki seçenek arasında bir bağlantı kurar.

Basitleştirme eğilimi: İnsanlar, karmaşık problemleri ve durumları anlamaya çalışırken, işleri basitleştirmeye ve iki kutuplu bir yapıya indirgemeye eğilimlidir. Bu eğilim, daha az karmaşık ve daha hızlı bir çözüm sağlama amacı taşısa da, gerçekçi olmayan sonuçlara da yol açabilir.

Duygusal yüklenme: Bazı durumlarda, insanlar duygularını ve önyargılarını argümanlarına yansıtır ve bu nedenle sadece iki seçenek arasında bir ilişki kurarlar.

Manipülasyon ve ikna: Yanlış ikilem yanılgısı, bilinçli olarak bir kişiyi ikna etmek veya yönlendirmek için kullanılabilmektedir. Bu durumda, bir kişi diğer seçenekleri göz ardı ederek, başkalarını istediği sonuca yönlendirmeye çalışabilir.

Siyah-beyaz düşünme: Bazen insanlar, düşüncelerini ve inançlarını keskin bir şekilde ayıran iki kutuplu bir yapıya sahip olma zorunluluğunda hissedebilir. Bu his, insanların tüm durumları ve seçenekleri iki zıt kutup olarak görmelerine ve diğer olası seçenekleri göz ardı etmelerine neden olur.

Yukarıdaki nedenlerin her biri, yanlış ikilem yanılgısının ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir ve insanların daha geniş bir perspektiften düşünmelerini engelleyebilir.

Yanlış bir ikileme yanıt vermenin birkaç yolu vardır; bunların çoğu, böyle bir argümanın mantıksal olarak neden sağlam olmadığını kanıtlamaya odaklanır. Antik dönem Atina’sında bir annenin oğluyla yaptığı konuşma ziyadesiyle yerindedir.

“Adil olanı söylersen, erkekler senden nefret edecek, olur da adaletsiz olanı söylersen, tanrılar senden nefret edecek. Her halükarda birini söylemek durumunda kalacak ve nefret edilen olacaksın.”

Anne

Oğul, aynı önermeleri alan, ancak daha olumlu bir sonuca varan bir karşı ikilem sunarak bu ikilemi çürüttü:

“Adil olanı söylersem, tanrılar beni sevecek olur da adaletsiz olanı söylersem, erkekler beni sevecek. Her halükarda birini söylemek durumunda kalacak ve sevilen olacağım.”

Oğul

Ayrıca yanlış bir ikilem kullanımına yanıt vermeye hazırlanırken, her ikilemin yanlış olmadığını ve yanlış bir ikilemin her kullanımının kasıtlı olmadığını akılda tutmak önemlidir.

Sonuç olarak, yanlış ikilem yanılgısının farkında olmak ve bu tür düşünce biçimlerini sorgulamak, daha sağlıklı ve gerçekçi çözümlere ulaşmamıza yardımcı olacaktır. Hayatın karmaşıklığını ve farklı seçeneklerin zenginliğini göz önünde bulundurarak, daha dengeli ve kapsayıcı bir bakış açısı geliştirerek, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde daha iyi kararlar alabiliriz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu